DİSK, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü nedeniyle Taksim'deki Atatürk Anıtı'na yürüdü. Anıta çelenk bırakan DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, şu açıklamayı yaptı; "Bugün, işçi sınıfının uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günü. Öncelikle, 1 Mayıs 1977'de Taksim Meydanı'nda yitirdiğimiz arkadaşlarımızı, 1989'da Taksim'in ve 1 Mayıs'ın özgürleştirilmesi mücadelesinde yitirdiğimiz arkadaşımızı ve 1996 1 Mayıs'ında Kadıköy'de yitirdiğimiz arkadaşlarımızı saygıyla ve özlemle anıyoruz.
Bugün, dünyanın dört bir yanında, 5 kıtada, binlerce kilometre ötede, yüzünü hiç görmediğimiz sınıf kardeşlerimizle taleplerimizi, mücadelemizi hep birlikte haykırdığımız bir gün. 1 Mayıs, ülkemizde ne yazık ki işçilerin, emekçilerin son derece olumsuz bir süreci yaşadığı, kara tabloyu yaşadığı dönemde gerçekleşiyor. 1 Mayıs, yine ülkemizde ve İstanbul'da büyük bir yasağın, ablukanın gölgesinde yaşanıyor. Bugün burada Taksim Meydanı, 1 Mayıs meydanı bir kez daha yasaklı. 1 Mayıs meydanımız bir kez daha barikatlarla abluka altına alınmış durumda. Sadece Taksim Meydanı değil, bütün bir İstanbul şehri bugün ablukaya alınmış durumda.
Dünyanın her yerinde işçiler, emekçiler 1 Mayıs'ını, kendi belirledikleri alanlarda kutlarlar. Ama ülkemizde 1 Mayıs meydanı yıllardır yasaklı. Yıllardır 1 Mayıs meydanı ve Taksim Meydanı'nı özgürleştirmek için mücadele veriyoruz. 2010, 2011 ve 2012'de bu meydanda, tam da burada dünyanın en büyük 1 Mayıs'larını yaptık. Ancak 2013'ten bu yana Taksim Meydanı yeniden yasaklı. Aslında bu barikatlar çok şeyi anlatıyor. Bu barikatlar, bugün ülkeyi yöneten siyasi iktidarın zihniyetini anlatıyor. Bu barikatlar, milyonlarca işçiyi, emekçiyi asgari ücrete, sendikasızlığa mahkum etmeyi anlatıyor.
Türkiye'yi bir asgari ücretliler ülkesi, Türkiye'yi çalışmak zorunda olan emekliler ülkesi, Türkiye'yi patronundan daha çok vergi veren işçiler ülkesi, ülkemizi kadınların her gün şiddetle ve ayrımcılıkla yüz yüze kaldığı bir ülke, gençlerimizi geleceğini yurtdışında aramak zorunda bırakan, gençlerimizin geleceğini karartan bir ülke, ülkemizi çocuklarımızın okula aç gittiği bir ülke, ülkemizi hapisteki siyasetçiler, belediye başkanları, gazeteciler, sendikacılar ülkesi haline getirmeye çalışanlar, istiyorlar ki susalım. İstiyorlar ki hiçbir şeye itiraz etmeyelim. Onların verdiğiyle yetinelim. İstiyorlar ki kimse itiraz etmesin, muhalefet etmesin.
Bugün toplumsal desteğini büyük ölçüde yitirmiş olan siyasi iktidar, iktidarda kalabilmek için baskıyı, zoru, tutuklamayı, gözaltıları gerçekleştiriyor. İşte bugün 1 Mayıs Meydanı'nın, Taksim Meydanı'nın yasaklı olması da aynı zihniyetin sonucudur. Uluslararası Mahkemenin, Anayasa Mahkemesi'nin vermiş olduğu kararlara rağmen hem hukuksal, hem tarihsel olarak, Taksim Meydanı'nın 1 Mayıs Meydanı olmasına rağmen halen yasaklı ve bu yasakçı zihniyet devam ediyor.
O nedenle bugün ülkeyi yöneten iktidara buradan bir kez daha sesleniyoruz; Taksim yasağından vazgeçin, bu barikatları kaldırın. Taksim Meydanı'nı 1 Mayıs'a açın, Taksim Meydanı'nı işçi sınıfına açın. Bizler, buradan bir kez daha sesleniyoruz; baskıyı, zulmü, yasakları kendi iktidarlarının güvencesi olarak görenler bilsinler ki, bu ülkenin tüm değerlerini ve güzelliklerini üreten, işçi sınıfından, emekçilerden, emeklilerden, kadınlardan, gençlerden, çocuklarımızdan yani bu ülkenin gerçek sahiplerinden halktan daha büyük bir güç yoktur. Bizler, buradan bir kez daha sesleniyoruz; mutlaka bu ablukayı dağıtacağız. Taksim Meydanı'nı da 1 Mayıs'ı da özgürleştireceğiz. Bu ülkede, bu topraklarda eşitliğin, özgürlüğün, adaletin, barışın ve kardeşliğin egemen olduğu, emeğin hakkını aldığı bir ülkeyi mutlaka kuracağız."
GÜNCEL
20 saat önceGÜNCEL
7 gün önceGÜNCEL
7 gün önceGÜNCEL
8 gün önceGÜNDEM
13 gün önceGÜNCEL
14 gün önceGÜNDEM
17 gün önce